YABAN GÜLÜ
  • Leituras 2,237,094
  • Votos 71,475
  • Capítulos 48
  • Leituras 2,237,094
  • Votos 71,475
  • Capítulos 48
Em andamento, Primeira publicação em jun 10, 2014
Gül ve onun baş gardiyanıyla tanışın. 
Gül için Mardin artık bir kafes haline gelmiştir ve bu kafesin baş gardiyanı Azat'tır. Peki ya Gül yanılıyorsa ya Azat kafesin değil de kalbinin efendisiyse?
Azat Gül için özgürlüğünde olmuştu. O artık Mardin'e tutsaktı, abisi yüzünden ağalık ona dayatılmıştı. Azat bu kadar fedakarlık yaparken Gül ne yapmıştı?

Bazı aşklar büyük nefretler eşiğinde başlar bazıları ise hayallerle. Ama kimseler bilmez nefretin bıraktığı o keskin bıçak darbeleri hayallerden ile daha fazla insan da etki bırakır. Tıpkı Azat gibi, ve tabi ki de Gül.
Onların aşkın da büyük hayaller yok. Onlar hiçbir zaman yaşayamadı özgürce, kurtulamadılar zincirlerden ve gölgelerden. Azat kalbini sonsuza kadar Gül'e bırakabilirdi, onun için her şeyi yapabilirdi peki ya Gül?
Yabani bir gülü bilir misiniz? Dikenleri yüzünden kimseler ulaşamaz onun o güzel görüntüsüne, lakin o dikenleri aşmak için her bir dikenin yüreğinize bakması gerekir. Azat'ta onu yaptı işte, Gül'ün bütün o zehirli dikenlerini bir bir batırdı kalbine, oradan beynine ve tekrar kalbine..
Todos os Direitos Reservados
Inscreva-se para adicionar YABAN GÜLÜ à sua biblioteca e receber atualizações
ou
#1dicle
Diretrizes de Conteúdo
Talvez você também goste
Talvez você também goste
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
Yarkıyısı cover
Leyla ile Karabağırlı cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
Yusuf Abi [TAMAMLANDI] cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
BERDEL (+18) cover
Takıntı cover
SEKS HİKAYELERİ  cover

Lafügüzaf

21 capítulos Em andamento

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.