Sensiz bir gün daha güne yine huzursuz başladım. Kaktım duşumu aldım, üstümü giydim, kahvaltımı yaptım. Her şeye rağmen hayat güzel, hakkımda ne hayırlı ise onu ver Allah'ım diye dua etmiştim, belki de hakkımızda hayırlı olan buydu. Eskisi gibi gözlerim dolmuyor, artık aynaya bakabiliyorum, kendime gülümseyebiliyorum, hayatı seviyorum diyebiliyorum. Ama ne olursa olsun içimde ki yara kapanmak bilmiyor. Yaramın kabuk bağladığını düşünüyorum, durduk yere acımıyor, ta ki nerede birbirinin gözlerine bakan güzel bir çift görünceye kadar. İşte o an gözlerim uzaklara dalıyor, boğazımda bir düğüm oluşuyor, kendi kendime " hayır ağlamayacaksın, artık yeter, kendine de ailene de yeterince ızdırap çektirdin, bunu yapmaya hakkın yok, çünkü sen bencil bir kız değilsin" diyorum ve gözlerimdeki yaşın akmasına engel oluyorum. Artık zorla gülümsemeye çalışıyorum, çünkü olmuyor sevgili, insanlar tuhaf bakıyor bana, ben insanlara yaklaşamıyorum, herkesten, her şeyden o kadar uzaklaştım ki, artık insanlardan nefret ediyorum, böyle giderse iyileşemeyeceğim, ama kendime çeki düzen vermem lazım önümde koskoca bir hayat var. Aileme de kendime de yeterince eziyet ettim. Eskisi gibi kendimi sevmeyi, ailemi sevmeyi, insanları sevmeyi başaracağım, hayata inat her şeye inat gülümseyeceğim...
"Gözlerin, bir tablo gibi bayım. Karşısında hastalıklı gözlerimin durması, nasıl da olanaksız."
"Bazı hikayeler yarımdır, ister dönüp defalarca okumaya kalk, ister devamını yazmaya çalış, lakin unutma; hikayenin sonu hep aynı bitecek ve hiçbir mürekkep kalıcı olmayacaktır."