Söylediğim son sözlerden sonra belindeki gümüş, aslan işlemeli silahını çıkartıp bana doğruttu. İşte benim yaşamımda buraya kadardı onu sinirlendirene kadar... "Bir daha bu olay hakkında tek kelime etmiceksin. Duydun mu beni?" yırtıcı bir aslan gibi kükremişti üzerime. Sanırım korkmam gerekiyordu ama artık kormuyordum alışmıştım çünkü.. En çokta bu koyuyordu ya bir şeylere alışmak, onun verdiği acılara alışmak en kötüsü de ona alışmaktı. En kötüsü buydu çünkü o bana verdiği zararın tümüydü. Kahkaha attım onu ne kadar sinirlendireceğimi bilerek. Güldüm... Durmadan, kahkalarla, karnımı tuta tuta güldüm. Bu adam ciddi miydi? Ondan korktuğumu mu ah pardon ölümden korktuğumu mu sanıyordu? Ben onu tanımıştım nasıl ölümden korkabilirdim ki? Kahkalarımı bi anda durdurdum kahve gözlerimi -artık acı olan- ona çevirdim ve yavaşça fısıldadım "Sık silahını... Sanki hiç öldürmemiş gibi tekrar öldür." Bu sefer gözlerinin en derinine baktım ve hafifçe buruk bi tebessüm yolladım ona. Gözlerim 'acı' diye haykırıyordu, acı çekiyordum. Ama bu ona son kez ona böyle bakışımdı biliyordum bu adam benim sonumdu ve yarınım olmayacaktı. Usulca devam ettim cümleme; "Gerçi... Sen alışkınsındır en çok beni öldürmeye." Tek yazar değil iki yazar♥️