Hayattaki herkesin,belki sahip olduğu yada sahip olmak için imrendiği birileri vardır.Herkesin silmek istediği bir geçmişi yada öldürmek için cesaret bulamadığı gerçekleri vardır.Gözünüzü kapattığınızda hatırladığınız iyi veya kötü giden her şeyi karanlıkta kurtarmaya çalışmak çok zordur.Hiçbir şey görmeyen göz yolunu,ellerini yoklamadan etrafını tanıyamazdı.Kaçmak için kendinizi avuttuğunuz o yollar,bir gün pişmanlığınızın yakalamış olduğu vicdanınızla geri gelir,kaldığınız acılardan yenisini ekleyerek,uçurumun sizi ölüme terk edeceği gibi,kaçamayacağınızı hatırlatırdı.Nerede durursanız durun,nereye kaçmak için saklanırsanız saklanın,kendinizin ait olmadığı yerlerde hayattaki duruşunuzu izlemek,acı verir.
Acının içindeki gebe kalmış ruhunuzun içinde öl en parçanızın sizi zehirlediğini fark ettiğinizde,korkunuzun içindeki göz yaşı kendini atıverir yüzünüzden aşağıya,siz ellerinizle mezarını kazar,bir daha o topraktan çıkmayacağını düşünmek istersiniz.Ne kadar çabalarsanız çabalayın,göz yaşı asla sizi terk etmeyecek eylemdi.Mutluysanız da,öfkeliyseniz de hatta durgunsanız bile size ait olan göz yaşına sizi asla bırakması için imkan sunulmamıştı.Sizin düşündüğünüz düşüncelerinizin cinayeti'nin kurbanı,öldürdüğünüz duygularınızın artık katiliydi.
BU SİZİ NE KADAR DUYGUSUZ YAPSA BİLE...
Peki vereceği bir karar birilerinin canına mal olacağını öğrendiğinde,nereye kadar savaşabilirdi?ARSEN ÖYMENLE TANIŞMAYA HAZIR OLUN!
Ve ...Cehenneme gözlerini açan bir oğlan
ARDIÇ AYDINER.
İki yaralı ruhta,tek bedenlerin hikayesi...
Sertçe gözlerime baktı, gözlerinin karardığını görebiliyordum. Aynı sertlikte parmağını içime kaydırdı. Kontrolümü yitiriyordum. Bilinçsizce çığlıklarımı serbest bıraktım. Bir parmağını daha içime kaydırdığında "Sesini adımı haykırmak için kullan güzelim." dedi yoğun sesiyle. Kendini kontrol etmeye çalışıyordu.
Aldığım yoğun zevkte boğuluyordum resmen. Sona yaklaştığımı titremeye başlayan her uzvumda hissediyordum. İki elimide aşağıya indirip bileğini kavradım. Gözlerini yüzüme çevirdi dolgun dudakları kıvrılmıştı. "Lütfen." dedim, "Dayanamıyorum."
Arsız gözlerini yavaşça üzerimde gezdirdi ve parmaklarını yeniden bu defa daha da sert oynatmaya başladı. Ardından diğer eliyle bileklerimi kavrayıp yukarıya doğru kaldırdı, altında kıvranıyordum resmen. "Dayanaman gerekecek güzelim." dedi, yüzünde şeytani bir ifade vardı.