Nazeninle birlikte yavaşça sofraya yaklaştık. Tüm aile üyeleri masadaydı. Tanımadığım bir kadınla bir kiz cocugu da vardı masada, yavasca sandalyeme oturdum. Oğlum hemen elimi tuttu. Hareket etmek canımı yaksa da eğilip öptüm. Kafamı kaldırdığımda onun gözleriyle çakıştı gozlerim, canım acıdı. Başımı hemen tabağıma indirdim. Yiyemiyordum. Hasan amcanın sesiyle ona baktım."Yavrum yemeği beğenmediysen değiştirsinler " ben cevap veremeden masaya sertçe bırakılan kaşık sesiyle irkildim ve gözlerim doldu herkes korktuğumu anlamisti. "Yavas ol" dedi yavuz sinirli bir şekilde "Olmazsam " aynı sinirle karşılık verdi. Yavuz sinirden elindeki kaşığı sıkıyordu. "Kalk masadan" ortam iyice gerilmişti ama sebebini anlayamıyordum kimdi bu kadın "Kalkmiyorum,bu masadan kalkacak biri varsa o da senin metresin" buz kestim benmiydim metresi, oğlumun yanında duyduğum sözlerle bilincimi kaybetmek üzereydim. O konusmaya devam etti."Konuştuklarimiza rağmen hala bu kadini masaya oturtuyorsan bundan sonra olacaklardan ben sorumlu değilim." Sertçe kaşığı masaya vurdu "Gülfeda kalk" sanki bu komutu bekliyormuşcasına yavaşca ayağa kalktim. "Eşyalarını topla gidiyorsun" dedi. Gözyaşlarım benden bağımsız akmaya başlamıştı bile, zor bulduğum sesimle oğlum dedim bana hiç bakmadı ama anlamıştı "o da seninle geliyor" dedi. Masadakilere bakamadım cok utanıyordum düştüğüm konumdan, acizliğimden. Olmuyordu işte her defasinda benden vazgeçiyordu yorulmustum. Belki de artık benimde ondan vazgeçmem gerekiyordu.