Bu hikâyeye başlamadan önce "Gece" serisini okumanız gerekir aksi hâlde anlayamazsınız. ✴ "Gece," diye fısıldadım çatallı bir sesle. Sesime sinen yorgunluk kulak tırmalıyordu. "Gece ne kadar güzel, değil mi?" Aniden güçlü kolları bedenimi okşadı ve bana sıkıca sarıldı. Dermansız kalan bacaklarıma inat, sıkıca balkonun korkuluklarına tutundum ve ayakta kalmayı başardım. "Evet," fısıltısı boğuktu. Ses tellerine biriken kanlar sesini emmişti. "Güzel." "Senin gibi," dedim anında. Bedeni kaskatı kesildi zira onun ardından gelecek cümleyi sezmişti. "Aynı zaman da tıpkı senin gibi karanlık." Kolları beni daha sıkı sararken sözlerime itiraz etmek ister gibiydi lâkin itiraz etmeye gücü yoktu. Haklıydım. Sözlerimin onu bıçak gibi delip geçeceğini bile bile konuştum. "Senden nefret etmek istiyorum. Senden nefret etmeye ihtiyacım var, senden nefret etmemi sağlasana." Bana daha sıkı sarıldı ve usulca yüzünü boynuma sakladı. Dudaklarından çıkan sözler, birbirimizi tutsak ettiğimiz mahpesin kilidiydi. Sözlerinde zehirli toprağa sarılı geçmişin acı feryadı vardı. "Unuttun mu, sevgilim," diye fısıldadı. "Sen bana müebbetle mahkûm edildin, ben senin için bile bile darağacına sarıldım. Bu saatten sonra bizi ölüm bile ayıramaz." Başlangıç Tarihi: 27 Nisan 2019
31 parts