Günlerdir yağan kar o gün durmuştu.Her taraf bem-beyaz kar örtüsü altında kalmıştı.Oyuna hasret kalan çoçuklar bunu fırsat bilerek kızak kayıyor,kartopu oynuyor böyle bir günün tadını çıkarıyorlardı. Yürümeye başladım...Ayaklarımın altında gıcırdayan kar bana tatlı bir müzik parçası gibi geliyordu.Gidiyordum ama nereye gittiğimi ben de bilmiyordum.Hava ter-temiz berrak olmasına rağmen soğuktu.Belki üşüyordum ama farkında değildim. Sanki ağaçlardan düşen kar taneleri durmuş,cıvıldaşan kuşlar seslerini kesmiş benim hikayemi dinliyordu. Bu kışın yerini bir gün güneşli bir yaz alacak,kuşlar yine cıvıldaşacak ama belki de ben artık yaşıyor bile olmayacağım. Ve bayılmadan önce Kaanın sesi kulağımda çınlandı "Çok mutsuz olabilirsin.Çok acı çekebilirsin.Mahvolabilirsin.Her şeyini kaybetmiş olabilirsin.Hüngür-hüngür ağlıyor olabilirsin.Ölmek istiyor olabilirsin sen ne yaşarsan yaşa.Ne kar yağmaktan vazgeçer ne de yağmur diner.Hayat kendine gelmeni beklemeden akar gider ve zaman asla seni beklemez.Sen ne kadar göz yaşı dökersen dök bir yerde insanlar kıskanılacasına mutlu olmaya gülmeye hatta kahkaha atmaya devam eder. Yani;Çektiğin acıları en derin sen hissedersin.Ve onların verdiği zarar yetmiyormuşcasına kendini öldüresiye hırpalarsın. Aslında çeker gidersin de her kes kaldığını sanar."All Rights Reserved