Dayanılmaz sersem gülümsemesiyle elini bana uzattı. Onun ellerini milyonlarca el arasından rahatlıkla tanıyabilirdim.
"Düşünsene İdil," dedi beni göğsüne çekerken. "Ölüm çok güzel olmalı. Yumuşak kahverengi toprakta yatmak, başının üzerinde çimlerin dalgalanması, sessizliği dinlemek, dünün ve yarının olmaması, zamanı unutmak, hayatı affetmek, barışta olmak... Herhalde ölmek iyi bir şeydir."
"Ölmek kolay," dedim çaresiz bir fısıltıyla. "Ama sen varsın. İçimde beni sana doğru iten bir şey var. Kendimi hayatımda ilk kez benim dünyamdan birine ait hissediyorum."
Her şey başka türlü olabilirdi sanki. Bütün bu oyunlar bu kadar kötü oynanmayabilirdi.
Bir atın umudu yoktur. Onu, sırtında şakıyan kamçının umutsuzluğu yürütür. Bizim hikayemiz de biraz böyle...
*****
Not 1: Toplamda 3 kitaptan oluşan bir seridir ve tüm kitaplar bu başlık altında toplanmıştır.
Not 2: Leyl 'gece' anlamına gelmektedir.