KAYIP UMUTLAR ( ASKIYA ALINDI )
  • Reads 130,417
  • Votes 6,775
  • Parts 21
  • Reads 130,417
  • Votes 6,775
  • Parts 21
Ongoing, First published Feb 13, 2019
Mezopotomya topraklarına genç bir kız gelip geçti. Adı: Azra Öztürk'tü!

Hayallerinin peşinden koşan umut dolu genç bir Öğretmendi Azra. İstanbul'un elit kesiminden sosyetenin gözden düşmeyen Öztürk ailesinin evlatlık, yetim kızıydı. Mücadeleci ve inatçılığıyla şehire gelip geçti amma öyle bir gelip geçti ki, umut dolu yüreğiyle ve mücadelesiyle hikayesi kimsenin hikayesine benzemedi. Tarihe damga vuran silinemez bir iz bıraktı. Umudunu yitirmiş insanlara umut ışığı oldu. Ve okuyamayan çocuklara özellikle de kız çocuklarına yardım eli uzatmak için tainini Şanlıurfa'ya aldırdı. Başına geleceklerden habersizce.

Güçlü aşiret ağası; Mirza Şahman.

Şanlıurfa'nın en büyük ve zengin aşiretlerinden, Şahman aşiretinin genç ağasıydı Mirza Şahman.Öyle güçlü ve yıkılmazdı ki isminin zikredildiği yerlerde yüreklere korku salıyordu. Hayat onu simsiyah sırma saçlı zümrüt gözlü bir kızı tesadüfen karşına çıkarmış ve gönlüne amansız bir sevda düşürmüştü. 

Ve kader...  İkisinin yolunu birbirine çizmişti

Bir sevda El-Ruha'da yaşandı. Öyle kanlı ve zalim bir sevda'ydı ki gelecek kuşaklara dillerden dillere anlatıldı. Çünkü bu efsanevi  şehrin büyülü sevda masalıydı.

Yüreğine sevda değipte kavuşamayanların  efsanesiydi.

Konu benzerliği olursa, en ufak bir cümle dahi benzetilirse gereken işlemler başlatılacaktır. ©
All Rights Reserved
Sign up to add KAYIP UMUTLAR ( ASKIYA ALINDI ) to your library and receive updates
or
#12romantic
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
AMARİS cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
SARRAF cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
İMDADIM cover

GECENİN İZİ

34 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....