Hayat bir resim tablosundan ibaretti belki de. Fırçanın ucuna hangi boyayı koyarsam ona boyanacaktı bembeyaz tuval. İçimden gelen sadece fırçayı siyah boyaya batırmaktı. Yorgun gözlerim ellerime eşlik ederken yavaşça fırçayı siyah boyaya batırdım. Sanki batanı fırça değil de kendim olarak hayal ettiğimden olsa gerek elimi daha çok bastırma ihtiyacı hissettim. Ben Eylül Arya Akdağ. Bu bembeyaz tuvali simsiyah yapabilecek kadar korkusuz ancak üzerine minik yıldızlar çizecek kadar aydınlığı seven bir kız. Yıldızlarımı siyah yapacak tek bir adam tanıyorum. Karan Demir. Sevmeye kıyamayacağım bu adamın benim cennetimi mahfetmesine izin verdim. İşte bu benim hikayem. Tam bana yakışacak gibi belirsiz ve ıssız. İzin verdiğim yerden kırıldığım kemiklerime kadar benim hikayem.