''Beni kendine sakla..'' Kızıl saçlarım göğsüne yayılmıştı. Ben ise atan, benim için atan kalbinin üzerinde yatarken bir anda ağzımdan çıkıvermişti bu söz. ''Neyy?'' dedi yarı sarhoş sesiyle. Kafamı kaldırıp yarı açık yarı kapalı gözlerine baktım. Bir elimi gözüne kaldırıp kıkırdayarak ''Ya baksana bana tamamen!'' dedim. Ellerimi tutup ufak ufak buseler kondurmaya başladı. Ardından yattığı yerden hafifçe doğruldu ve beni kucağına çekti. ''Senden başka tamamen baktığım biri var mı acaba?'' ''Ya utandırmasana benii!'' diyerek ellerimi suratıma kapattım. Kemikli elleriyle yüzümdeki ellerimi alıp dudağıma hafif bir öpücük kondurdu. ''Kendimi bildim bileli zaten seni saklamıyor muyum kalbimde ben?'' Sözüyle mest olurken birden aklıma bir şey gelmişti. Yan tarafta duran tişörtünü kafama geçirip çantamın yanına koştum. Arkamdan ''Nereye'' dediğini duysam da cevap vermeden çantanın içindeki ruju alıp tekrar yanına koştum ve eski yerime oturup tam kalbinin üzerine 'Z' harfi çizdim. Çizdikten sonra harfin üzerine öpücük kondurdum. Parmağımla harfin etrafında daire çizerek ''Burada kimi sakladığın belli olsun ama değil mi?'' dedim. Dolu dolu gözlerle bakıp bir anda kendine çekip öpmeye başlamıştı beni yeniden. Bir şiir gibiydi Kuzgun.. Her mısrası başka dünyaya açılan bir şiir. O gece beni tamamen kendisine saklamasına izin vermiştim. Çünkü kimsesizdik biz. Birbirimizden başka saklanacak bir yerimiz yoktu. O gece beni tamamen kendine saklamasını dilemiştim. Öyle de olacaktı; biz tamamen birbirimizi saklayacaktık.. Saklayamadılar...All Rights Reserved