Hayat, kimileri için kazanılması gereken bir savaştır. Süheyla için hayat, özgürce nefes alabilmek uğruna gösterdiği çabadan ibaretti. Ona dayatılan hayatı öfkeyle reddeden Süheyla, çocukluğunun hücresi saydığı Ender'den kaçarak tertemiz bir sayfa açmak istiyordu. Aldığı her nefesin hakkını hürriyetiyle verebilmek için bu uğurda kaybedeceklerini bilmeden uçtu Süheyla. Uçtu ve cılız bir ağacın dalına kondu.
~
"Böyle yaparak ölümü seçiyorsun sen!" dedi ölümcül bir sakinlikle. "Ama ölmene asla izin vermem. Asla. İstersen benden nefret et, tiksin. İstersen bir daha adımı anma, bana bakma. Nefes alman için yaptıklarıma iğrenerek bakacaksan durma, gözlerime benden nefret ederek bak. Yeter ki yaşa." Yeter ki yaşa. Ağzından dökülen kelimeler aramızdaki sessizliğin bir parçası haline geldi. Durdum. İkimiz de nefes nefeseydik.
"Birlikte yaşayabilirdik," diye fısıldadım eziyeti andıran dakikaları geride bırakmak isterken. "Eğer o adamların tarafını seçmeseydin."
~
*KİTAP YENİDEN YAZILIYOR!!*
Bir kadın düşünün ailesinin baskısıyla zorla evlendirilmek isteniyor. Çaresizliği iliklerinize kadar hissettiniz değil mi? Peki bu kadın kendi şehrini terk edip hiç bilmediği bir şehre arkadaşının yanına kaçmak isterse?
Yer altı dünyasının karanlık yüzü olan bir adam, gittiği mekanda karşısına çıkan kadından ilk görüşte etkilenir. Fakat bilmediği birşey vardı. Kadının ona meydan okuyacak olmasıydı. İki farklı hayat iki farklı karakter.
Kadın meydan okuduğu adamdan habersizken adam kadına esir olacaktı. Bu şehir ikisine de acımayacak. Adam çoktan kadını kendi karanlığa hapsedecekti.
"Adam yanacak kadının bedeninde kül olacaktı..."
-Yetişkin içerikli bir kitaptır!!!
-Kitapta bolca +18 vardır.
-Argo vb. olumsuz ögeler barındırmaktadır!!!