Soğuk ve kasvetli bir kasım gecesi, Ankara'nın ıssız caddelerinde gecenin karanlığına karışan zifiri saçları ile kaybolan kadın, yağmur damlalarının düştüğü kirpiklerini kırpıştırıp hızla yoluna devam etti. Dar sokakta zihninin derinliklerinden gelen uğultularla savaşırken farkında olmadan adımlarını daha da hızlandırdı. Hissettiği boşluk kalbinin üzerini kaplarken her an yaptığı gibi bir kez daha intikamını almaya yemin etti. Poena. Ona kollarını açan ölümsüzlüğün yaratıcısına, ölümün ılık nefesini her an üflemeye yeniden ant içti. İntikam hırsı ile yanıp tutuşan bedeni her saniye soğuğa karışıyordu. Ücra mahallelerden birinde dolaşırken sokak lambasının cılız ışığı ile aydınlanan bir gecekonduya girdi. Karşısına çıkan harabe haline gelmiş salonu geçip yerdeki kapağı kaldırdı. Hızla merdivenlerden inip geldiği yeni dünyaya göz gezdirdi. Lüks eşyalarla döşenmiş her yanı bembeyaz olan dairenin en sonunda bulunan banyoya doğru adımlarken gözleri ellerindeki kurumuş kan izlerine kaydı. Duygudan yoksun zihninde intikamın alevlendirdiği zevk çarkları dönmeye başladı. O gece kalp atışlarının yerini ölümün hüzünlü ninnisi aldı.All Rights Reserved
1 part