CİNAYET
  • Reads 27,166
  • Votes 1,461
  • Parts 27
Sign up to add CİNAYET to your library and receive updates
or
#1ipucu
Content Guidelines
You may also like
DİVANE ✔️ by selmakeskin_
58 parts Complete
"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
15 parts Ongoing
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
ZORAKİ GELİN +18 by rezancakmaz
8 parts Complete
- Cihan ağa artık senin efendindir. Bileğinden tutup Cihan'ın önüne fırlattı. Düşecek gibiydi. Bir an sendeledi. Cihan sinirle önünde olanları izliyordu. Neydi önüne atıkları? Bir an içinden saydırdı. Sinirle söylendi. -Başka kız mı yok bu konakta? Hikmet ağa, -Budur. Berdelin hakkı budur. Ol hakkına razı Cihan ağa fazla uzatmadan kızı al git. Cihan'ın öfkesi gözlerinden taşacak gibiydi. Koskoca Cihan holdingin sahibi Cihan Ateşhan'ın önüne atılan ucube. -Ne yapayım ben bu ucubeyi? -Ne yaparsan yap. Sinirle başını salladı. Sanki yer yerinden oynayacaktı. Aydan korku ile ağlamaya başladı. -Abiciğim bi dinle istersen? Kolunu ittirdi. İyice sesini yükseltti. - Aydannnnnn.....Senin gibi kardeşim yok artık Cihan, sinirle önünde yaprak gibi titreyen ucubeye baktı. Önündeki kız i ellerini önüne bağlamış başı yerde sessizce bekliyordu. -Başka kız yok mu dedim Hikmet Ağa? -Yok, ağalarla verilen karar budur. Sende kabul ettin. Berdelin hakkı budur. Cihan yerinde duramıyordu. Bir an düşündü. Yanındaki ucubeye iğrenerek baktı. Aslında belli bir süre yanımda kalkan olarak kullanabilirim. Sinirle bakarken bakışları adeta kızı ayaklar altında çiğnemek ister gibiydi. -Yürü... Yürü bakalım ucube. Sessizce araca doğru yürürken düşünemiyordu. Tek istediği okuluna devam etmekti. Tek isteği tek yaşama gayesiydi. Birde kız arkadaşları ile çaldıkları küçük orkestraları vardı... Tüm yaşamı okulda kız kıza yaptıkları etkinliklerdi. Aracın arka kapısın açıp içeri sessizce girdi. Cihan sinirle aracın kapısını açıp şoför koltuğuna oturdu. Cihan dikiz aynasını ayarladı. Hızla aracı çalıştırdı. Bir süre sessizce yol aldılar. Genç kız hala başı yerde sessizce durmaktaydı. Ağlamıyor neredeyse nefes dahi alamıyordu. Sertçe sordu. -Adın? Sesi duyulur duyulmazdı. -Mercan
You may also like
Slide 1 of 9
DİVANE ✔️ cover
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) cover
BATERİST cover
İZMARİT cover
SESSİZLİK (TAMAMLANDI) cover
ZORAKİ GELİN +18 cover
KALINTI cover
BENİM KÜÇÜK KADINIM (+18) cover
ASEL cover

DİVANE ✔️

58 parts Complete

"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.