"Sanırım yerime oturmuşsun." dedi, ona şöyle bir karşılık verdim. "Üzerinde ismin yazmıyor. Bende hoşuma gittiği için oturdum. Ha illa kalk diyorsan ımmm, hayır kalkmayacağım." dediğinde bana öyle bir baktı ki gözlerinin ardındaki ateşi görebiliyordum. "Sen nasıl benimle böyle konuşursun?" dediğinde ona alaylı bir şekilde gülerek "Neden, sen çok mu değerlisin? Ya da dur tahmin edeyim, yoksa sen bu okulun popüler, zengin ve saygı gören öğrenci rolünde mi oynuyorsun? Eğer öyleyse, kusura bakma yerini başkasına kaptırdın." dedim ellerimle kendimi göstererek. Gözlerindeki ateş sinirle parlıyordu. O kadar sinirlendi ki, gözlerindeki ateş tüm bu okulu yakabilecek duruma geldi.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."