Kötü çocuklar, çoğu kızın favorisidir.
Kıskanan, emir veren, küfür eden, sigara içen kötü çocuklar.
Ama bu çocuk... Bu çocuk farklıydı işte diğerlerinden ve dahası, bu çocuk kötü bile değildi ki. Bu çocuk konuşmuyordu ve küçük bir çocuk gibiydi. Hareketleri, utanması, her şeyi küçük çocukları anımsatıyordu...
Korkak ve ürkekti, kendini korumayı bile beceremiyordu, işde tam o anda, bir kız geldi...
"Tamam."
Ağzımdan çıkan kelimenin geri dönüşü olmadığını bildiğim halde, dudaklarımın arasından çıkmasına izin vermiş olmam büyük bir cesaretti. Önemli bir karar.
Tüm hayatımı değiştirecek olan bir karar...
Asya, on sekiz yaşında kimsesiz bir kızdır. Bir kazada ünlü bir işadamına çarpmasının sonucunda bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre o işadamının çocuğunu düzeltmesi gerekiyor. Bunun için çok fazla zamanı yok.
Ve asıl sorun burada başlıyor. Ya o çocuk içine kapalı, kimseyle konuşmayan, tek dert ortağı kulaklığı olan, umursamaz bir oğlan ise?
Peki, ya bu oğlanla ilgilenmek küçük bir çocukla ilgilenmekten daha zorsa?
"O silahı elinden indir!" Dediğimde yan duran vücudunu bana doğru çevirdi ama o silah abimin alnına daha çok yaslandı.
"Yoksa?" Diye soruşu meydanda ki bütün insanları endişelendirmeye yeterdi.
Çenemi herkesin inadına dikleştirip "Yoksa sana yemin olsun ! Bu meydanı kanınla yıkarım!" Diye bağırdım.
"Efsun!" Diyen abime bakmadım, yüzü kan içindeyken ona bakıp gardımı düşürebilirdim.
"Demek kanım ile yıkarsın ha !" Dediğinde fısıltısı bile meydanı inletti.
"Azad ağa, yaparım bilirsin! Bu seni ilk vuruşum olmaz!" Deyişim onun kaşlarını çatarakken kalabalıktan bir kaç kişinin kaçmasına sebep oldu.
Koskoca Mardin!
En iyi o bilirdi yıllar önce nasıl AZAD KARAASLAN'ı gözümü bile kırpmadan vurduğumu.
O gün Mardin yasa bürünürken Diyarbakır'da zılgıtlar eşliğinde bir çok kapıda düğün yapıldı.
Ben EFSUN ŞANLI...
Yıllar önce babamın kanını akıtan adamın kanını bu meydanda dökmüştüm.
Zerre korkmadan, zerre aşkımı aklıma getirmeden.
Bunu tekrar yapacağımı onun gibi Mardin de biliyordu.
"O halde durma, yine elin titremesin!" Dediğinde onunla beraber tetiği indirdim.
Arkamda koskoca Diyarbakır'ın en büyük aşireti olan Şanlı Aşireti vardı.
Benim Aşiretim!
Onun da arkasında Mardin'in en büyük aşireti olan KARAASLAN aşireti vardı.
Liderliğini onun yaptığı Aşiret.
"Abi'mi bırak azad ağa!" Dedim durması için.
"Babam gibi onun da kanını akıtmana izin vermem! Babamın kanı için sadece senin kanını döktüm ama Vallahi, Billahi ve Tillahi abim için ailende ki herkesin kanını dökerim!" Diye devam ettim.
Uğultular arttı da arttı.