Soğuk rüzgâr yanaklarımda adeta bıçak etkisi yaratıyordu ve o etkiyi iki saniye sonra kalbimde hissedeceğimi bilmiyordum. “O senin kardeşin, üvey kardeşin.”
Sanki içimde dokuz katlı bir bina yıkılmıştı ve ben yıkılan binanın enkazında yok olmuştum. Evet, kelimenin tam anlamıyla yok olmuştum. Gülüşlerimin, bakışlarımın, güvenimin, huysuzluklarımın, rüyalarımın ve aynı zamanda kâbuslarımın sahibi; her dokunuşuyla beni baştan yaratan adam üvey kardeşimdi. İnanabiliyor musunuz geleceğimin sahibi benim üvey kardeşimdi!
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.