Mathias
  • Reads 608,856
  • Votes 60,579
  • Parts 197
  • Reads 608,856
  • Votes 60,579
  • Parts 197
Complete, First published Mar 08, 2019
Bölümler 1200+ kelime olacak. Alt sınır budur. Üst sınır şimdilik 10.000 kelime gibi duruyor. Mathias serisi sonradan açılan bir seridir. Başların sakin olması hevesinizi kırmasın. Her cilt, kendi içinde başlar, gelişir ve biter. Her cildin konusu farklıdır. Bir şans verirseniz, pişman olmazsınız. 

İlk 12 cilt bu kitaptadır. Devamı için profilimden Mathias 2'ye bakabilirsiniz.
-----------------

Tabii bu, işin dışarıdan görünen yüzüydü. İçeride ise Mathias, annenin mirasını kullandığı anıyı tekrar görüyordu. Belki de zihninde yüzlerce kez canlandırdığı bu sahneyi, bir rüyaymışçasına tekrar izliyordu. Her seferinde aynı enerjiye ulaşmıştı. Ama mirası asla uyandıramamıştı. Bunun nedenini işte o zaman anladı. 

"Fırtına eksikti..." 

Her zaman gökyüzünden yeryüzüne indirecek bir fırtına olmalıydı. Bu mirasın gücü buydu. Fırtına Habercisi Mirası, fırtınaya ihtiyaç duyacaktı tabii ki. 

Mathias, yıldırımla ölmedi. Aksine tüm yıldırım bedeni tarafından emilirken gözleri bembeyaz şekilde parlamaya başladı. Bedeninden yayılan yıldırımlar bir küre şekline gelip onu içine aldığında, onun elinden kurtulmuştu. 

"Nihai Büyü! Fırtına Habercisi Mirası! Fırtına Golemi Çağrısı!"

----------

Bölüm sonlarında hikaye evreni ile ilgili bilgiler verilecektir.

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Mathias to your library and receive updates
or
#639macera
Content Guidelines
You may also like
Piskopat by KumruAkay26
14 parts Ongoing
Maral elindeki kahve bardağını sıkıca tutarak nişan gecesinin yoğunluğundan uzaklaşmak için terasa çıktı. Kalabalık ve yüksek sesler geride kalırken, geceye serin bir rüzgar eşlik ediyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini gökyüzüne çevirdi; sanki o anda tüm düşüncelerini boşaltmak, bu özel gecenin heyecanını biraz olsun sakinleştirmek istiyordu. Tam o sırada, sessiz adımlarla yanına bir adam yaklaştı. Ay ışığı yüzünü tam aydınlatmıyordu, ama karanlık gölgeler içinde bile adamın gözlerini üzerine dikmiş olduğunu hissetti. İçinde belli belirsiz bir tedirginlik yükseldi, ama adımlarını geriye çekmek için fazla geç kalmıştı. Adam, elinde küçük bir kağıt parçasını uzatarak, ses çıkarmadan Maral'a uzattı. Maral bir an tereddüt etti, ama sonra kağıdı aldı. Parmaklarının titrediğini fark etmeden kağıdı açtı ve gözleri üzerine yazılı cümlelere odaklandı: "Bir anlık heves ile atılan adımlar sonrasında büyük bir pişmanlıklara yol açabilir prenses, unutma ben hep buradayım fakat geç gelirsen ikimiz için de bir kaybediş olur." Kalbi hızla çarpmaya başladı. Bu sözlerin anlamını çözmeye çalışırken zihninde bir dizi soru dolandı. Kimdi bu adam? Neden bu mesajı ona iletmişti? Ve daha önemlisi, "ben hep buradayım" ifadesiyle ne demek istiyordu? Başını kaldırıp adama bakmak için çevirdiğinde, onun çoktan ortadan kaybolduğunu fark etti. Geriye sadece kağıdın üstündeki o tehditkar cümleler ve geceye karışan belirsiz bir korku kalmıştı. Maral, kalbinin attığını neredeyse duyacak gibi oldu. Bu mesajı Ayhan'a anlatmalı mıydı? Yoksa onu endişelendirmemek için bu olayı kendine mi saklamalıydı? Ayhan ona güveniyordu ve onun yanında güvende olduğunu biliyordu. Ama bu mesajın ardındaki tehdit, içine işleyen bir şüphe yaratmıştı. Derin bir nefes aldı, kağıdı dikkatlice katlayıp elbisesinin cebine koydu. İçeri
IŞIK YILI  by sadeceSU4
13 parts Ongoing
"Sakin ol." Dudaklarını kulağıma yaslayarak kurduğu cümle daha fazla çırpınmamdan başka bir şeye yaramadı. Etkisinden kurtulmak için varlığından uzaklaşmam şarttı. Uzaklaşmalıydım. Dudaklarıma bastırdığı eline doğru bağırdım fakat bağırtım boğuk bir iniltiden öteye gitmemişti. "Seni bırakmam için önce sakin olman gerekiyor güzel eva." Şiir gibi sesi dudaklarından tenime rüzgar misali esip geçti. Açıkta kalan tenime temas eden elini yavaşca hareket ettirmeye başladı. Eline doğru içli içli nefesler verdim. Göbeğimin çevresinde dolaşan sıcak parmak uçları her bir hücremi titretti. Yavaş ve tahrik edici dokunuşları tenimi yakıp kavurdu. Yapmamalıydı bunu. Ona olan öfkem kendini bitirecek kadar fazlayken böyle yapmamalıydı. Kokusunu soluduğumda ne ara sakinleşmeye başlamıştım? Tenime dokunmamalıydı mesela, dokunuşları ne ara beni mahvedecek kadar etkiliyordu. Sıcak dokunuşları göbek deliğimin çevresinde devam etti, sırtımı göğsüne daha da bastırdı. Bayılmama çok az kalmıştı. Son bir irade kırıntısıyla ağzımı kapattığı elini ısırdım benden uzaklaşması için. Kıpırdamadı bile. Hatta lanet olasıca adam acıya dair tepki bile vermedi. Onun yerine sırtımı göğsüne daha sert yasladı, başını boynuma iyice yerleştirip burnunu tam şah damarımın üzerine bastırdı. Yine içine derin bir nefes çekti. Neden inatla kokumu içine işlemesini istercesine soluyordu. "Böyle yaparak senden uzak kalmış tenimin daha da alevlenmesini sağlıyorsun lâl gülü. Rahat dur" Boynuma doğru gelen karanlık fısıltısı kanımı fokurdattı. Pislik adam resmen onu ısırmamdan tahrik olduğunu ima ediyordu! 🌹🌹 Seçim kimisi için ödül, kimisi için ceza ama seçimi yapan kişi için ölümdür. IŞIK YILI...
Katil Karakterin Yolu by Godeleness
34 parts Ongoing
+21 cinsellik ve şiddet içeren sahneler bulunmaktadır. Bu hikaye Dark Romance kategorisindedir ve küçük yaştaki arkadaşlar için uygun değildir. Lütfen dikkate alınız. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ Senin için her gün saçlarımı saldım. Dudaklarımdaki ruju tazeleyip durdum. Parfümsüz dışarıya çıkmadım. Yeni giysiler aldım. O giysileri hakkıyla taşıyabilmek için kilo verdim. Sırf sen birkaç saniye daha uzun bak diye hesaplar yaptım. Kahkaha atmadım, yüz hatlarımı korudum. Beni güzel gör istedim. Baktığında beni arzulaman için dünyanın en güzel kızı olmaya çalıştım. Güzel gözlerine bakarken kayboldum, derinlere battım. Sense elimden tutmak yerine beni gözlerinin derinliklerinde boğmayı tercih ettin. Kırmızı rujum dağıldı, makyajım silindi, saçlarım kabardı. Ve yeniden kilo alıyorum galiba. Seni beklemekten vazgeçtiğim gün, kendimden vazgeçtiğim gün mü olmalıydı? Hayır, böyle bitmesi şart değildi. Gözlerini açıp bana baksaydın, yaklaşıp ellerimi tutsaydın... Ya da en azından beni yanıtsız bırakmasaydın böyle bitmezdi. Eğer beni biraz bile sevseydin dünyanın en güzel kızı olurdum. En güzel, en asil ve en mutlu... Ama şimdi en suçluyum. Seni sevdiğim için, hiç olmadığım kadar suçluyum. Vazgeçişimin damgası, intiharımın tescili. Dudaklarını bir kez bile öpememenin sancısı. Aramıza koyduğun duvarlardan atlama vaktim. Aşağı düşeceğim sevgilim ve öleceğim. Bir kez bile kalbine gömülmeyeceğim. Çürümeme izin ver. Bu yorgun beden karışsın toprağa ve and içelim birlikte, birbirimizi görmeyeceğimize. Sakın bir kavanoza koyma, kalbim çoktan darılmış sana. Ve o güzel gözlerin... Yaşarken görmedin, ölü bedenime değmesin. Beni en güzel halimle hatırla. Kanı çekilmiş, çürümüş ve delicesine sarhoşken değil. Senin için geldiğim o gün gibi, en güzel halimle...
You may also like
Slide 1 of 10
Ejderhanın Tutsağı cover
Piskopat cover
KAPAK TASARIMI cover
Ejderhanın Tutsağı cover
YIRTICI GÖZLER cover
Sonuncu peri  cover
Nefretimin İçindeki Aşkın cover
IŞIK YILI  cover
Katil Karakterin Yolu cover
İĞRENÇ ÇİZİMLERİM ✌ cover

Ejderhanın Tutsağı

46 parts Ongoing

Ben kralın biricik kızı, krallığımızın yegane prensesi Katherine Bloom'um. Her zaman ne istersem elde etmiştim. Kralın kızı ve aynı zamanda tek çocuğu olduğum için bana hiç bir zaman saygıda kusur edilmemişti. Haliyle durumlar böyle olunca azıcık da olsa şımartıldım diyebilirim. Ancak yinede ben bu gücümü insanlara karşı kötü kullanmadım. Her zaman mütevazi bir kişi olmaya çabaladım. Hayatım normal seyrinde devam ederken aklımda kocaman bir ejderha tarafından kaçırılıp onun tutsağı olmak elbette yoktu. *Kapak tasarım = Dow Design▪︎ @preallens*