Hiç bitmemiş bir gecenin sabahında ölüme açılan gözler son kez yumulduğunda, karanlığın hangi tonu hüküm sürecekti göz kapaklarının ardında?
Kerim... Kalbi, ölüme bulaşan elleriyle sevdiği kadının saçlarına dokunurken ağlayacak kadar masum bir aşkı kucaklamış.
Serra... Bir sokak köpeğinin sevgi dilenen bakışlarında bulmuşken kendini; bir cesedin donuk, karanlık gözlerine hapsolup, kaybolmuş.
Eralp... Beş yaşında, annesinin ellerini son kez tuttuğunda, düşe düşe dizleri parçalansa da yalnız kalkması gerektiğini öğrenince, cesedin başucuna yığılmış arkadaşına el uzatmadan edememiş.
İdil... Geceleri çığlık çığlığa uyanmış bir çocukken, annesi ona hiç koşamamış. O, annesinin yardım çığlıklarına koşsa da, ancak yaralarını sarmaya yetmiş küçücük parmakları. Son feryadına yetişmeye çalıştığı gece, bir bıçak darbesi delip geçmek üzereyken annesinin hiç dokunamadığı yüreğini, namluyu babasına çevirmekten başka çare bulamamış.