İçimdeki sır; kalbinde Günbatımının izlerini taşıyan çocuklarla ilgili. Onlar bir süredir buradalar. Kalmak için gelmediler fakat başka gidecek bir yerleri de yok. ** ●Gün Batımını delice seven bir çocuk. ''Ayın gölgesinde oturduğumuz bir gece yarısı, bütün küstahlığımla ona neden geldiğini ve tüm bunları neden yaptığını sordum. ''Çocuklarla ilgili'' dedi. Etrafıma bakıp ''Onu görebiliyorum.'' dediğimde gülümsemişti. Görmeliydin, hayatımda gördüğüm en olağanüstü şeydi. Ayın gölgesindeydik ve Güneşin vurduğu kızıl, saçlarındaydı. Yüzü tıpkı sanatsal bir çalışma gibiydi...'' ** ●Masum, kaybolan bir çocuk. ''Ben Selay Demir. Küçükken sık sık kaybolan kız. On sekiz yaşındayım ve on sekiz yıldır insanların yanında konuşamıyorum. '' ''Çünkü insanlar benim aksime konuşabiliyor ve hiç susmuyorlar. Kelimelerin ne derece tehlikeli olduğunun ve bazen insanı öldürebildiğinin farkında bile değiller.'' ** ●Renklerden nefret eden, aşık çocuk. ''Seni, seninle ilgili her şeyi ezberledim Selay. Sen söylemesen bile bakışlarından ne hissettiğini anlayabiliyorum. Çünkü yıllar önce tanıştım ben seninle. Sessizliğinle, bakışlarınla, söyleyemediklerinle. Hatta deli olduğumu düşünebilirsin ama bazı gecelerde hiç duymadığım sesini bile dinlediğimi düşünüyorum.'' ** ●Ve; eski paslanmış bir radyodaki kelimelere sığınan öteki çocuk. ''Beni nereye götüreceğini biliyor musun?'' 'Evet, seni Günbatımına götürecek.' ''Peki neden hala ağlıyorsun? Beni bulacağın yeri biliyorsun işte!'' Cevap vermedi. Fakat neden ağladığını anlamıştım. Ölüyordum ve o bunun nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyordu.