Umudun ufka yelken açmasıydı aşk. Kimine göre tekti, hayat boyu… Kimine göre ise hiç yoktu, yalandan ibaretti.
Acılarla yoğrulmuş iki bedendi onlar. Bir olmak akıllarının ucundan geçmezken kader sessiz oyunlarına oyuncak etmişti ikisini de.
Gökyüzü siyaha boyanırken dudakları kanıyordu aşkın. Yeryüzü gölgelerin hükmüne boyun eğmiş, kazanan kara kalem olmuştu. Acı veren siyah bütün umutları silerken yaşanmışlıklardan, soğuk kalpleri dağlıyordu.
İkinci kez ağlayan kalplerin hikâyesi saman kâğıdını boyarken gözyaşı eşlik ediyordu her satıra.
♙♟
Sustu kadın. Konuşmak haramdı artık ona. Bambaşka bir aşka düşmüştü küçücük yüreği. Sevilmemek belki atlatılabilirdi ama bunu her gün en acı şekilde hissetmek dudaklara mühür, kalbe yaraydı. Ne gidebilirdi artık ne de kalabilirdi. Sevdiği adama koşulsuz boyun eğmek zorundaydı. Ruhu olmayan bir adamın avuçlarına kalın halatlarla bağlanmış bir oyuncaktı artık o. Koşulsuz, şartsız O’nundu.
“Seni en çok ben seveceğim…”
Ve sustu adam. Aşka dair tek kelimesi yoktu kurumuş dudaklarında. Düştüğü bataklıktan yüzeye çıkmak, her bir zerresi çamura bulanmış bir hayatı temizlemek imkânsızdı. Onun günlerine güneş doğmayalı çok olmuştu. Karanlık iyiydi, intikam savaşının ezeli dostuydu. Oynaması gereken basit bir oyun, avcuna hapsettiği güzel bir oyuncağı vardı.
“Beni başta herkes sevdi…”
♟ Sahipsiz Umutlar Serisi 1. Kitap♟
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi? Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için sadece aşkın değil nefretin de yeterli olduğunu öğrenicekti.
Atlas Kuzey Seçil Sezgin'le şehvet , tutku ve nefretin içiçe olduğu bir hayata istemeden de olsa adım atıcak , bağımlısı olucaktı.