Acının tavında dövülen ruhların aldığı kararların sonucu yine acıya gebeydi. Acı heryerdi. Acı herşeydi! Acı ;Ömrü hayati boyunca acımamış olan bir adamın kardeş dediği adamları teker teker toprağa verirken ki duyduğu hissi~tercümeye denirdi. Acı;Kan gölünün içinde doğmuş bir kardelenin yapraklarına kan sıçradığı için her defasında suçlanmasıydı! Acı adamdı ama adam acımadı! Beyazdan bozma kardelene tüm suç yüklenirken de o kardelenin o kan gölünün içinde sağ kalan sayılı yapraklarını söküp atarken de ne acimayı bildi ne de acıyı yerdi! *** Adamın nasırlı elleri önündeki kardelenin naif yapraklarına dokunmadığı her ân sızım sızım sızlarken acıdan boğularak fısıldadı "Uzak dur benden kâr çiçeği! Uzak dur benden kürt kızı " Adamın aldığı soluk ciğerlerine fazla geliyor alamadığı soluklar ise kursağında tıkalı kalıyordu. Önündeki kadının kâra gözlerindeki nefretle boğulmayı bile göze alarak inledi; "Yüzüme bak kâr çiçeği! Bak ki gideceğini gözlerinde görebileyim." Kadın acının tohum atılmış olduğu gözlerini kaldırıp da adama bakamadı bunu ilk defa kendi için yaparken cılızca soludu. "Bakmama gerek yok yüzbaşı! Sen zaten her bana kürt kızı dediğinde ben senden kilometrelerce uzağa gidiyorum!" Kadın arkasını dönüp giderken neye, kime sırt çevirdiği artık onun için pek bir anlam ifade etmiyordu! Bir devleti sevmek cesaret isterdi! Farkındaydı... Bir milletten olmayı istemek özveri isterdi! Farkındaydı... Bir bayrağın altında yer almak istemek fedakarlık gerektirirdi! Bunun da farkındaydı! Âmâ devletine bağlı bayrağına aşık bir adama sevdalınırken neye ihtiyaç olunur farkında değildi! 🍂 Kârdelen Ronahi FERZANER. & Murat Yağız ARSLANEL. #Queen...All Rights Reserved