Akçakoca'da üvey babası ve annesiyle zorla yaşayan küçük Derin'in çok ilginç bir hayatı vardır. Bir gün öyle bir şey yaşar ki, tüm hayatı değişir. Yeni bir abla kazanır, yatırıldığı hastahane de ilk defa birine aşık olur ve sevgilisi olur. Tedavisi bitince hastahaneden ayrılır. İyi günlerin ardından, kötü günler çığ gibi büyümektedir.
Kazandığı ablasıyla, İstanbul'da yaşamaya başlarlar. Büyüdüğünü ve artık kimseye yük olmaması gerektiğini düşünür. Ama bunu başka yollarla dener.
Bu yolları denerken, bir gün, bir yabancı tarafından kurtarılır. Serseri kız, hayatına bir tane bile erkek almamaya yeminliyken; serseri çocuk onun ilacı olmuştur.
Derin'in hikayesini okurken hepimizin hakkında emin olduğum bir şey var; hepimizin canı çok yanacak.
-
"Sularım da boğulacak bir adama tutuldum."
-
-
-
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."