LÜTUF
  • Reads 5,194
  • Votes 1,911
  • Parts 27
  • Reads 5,194
  • Votes 1,911
  • Parts 27
Ongoing, First published Mar 29, 2019
***
          Kain gezegeni yüz binlerce yıl sonra çoğu insanının inancının temelini oluşturan yaradılış efsanesinin gerçekliğini yaşıyordu. Lütuf 21 yıl önce son Devain olan Samāraj'ın ölümü ile diyarı terk etmişti. Genç yaşta çıktığı tahtta henüz 14 yıldır oturuyordu ve bir oğula sahip değildi. Bu yüzden doğal olan ölümünün ardından lütfun yeğenlerinden birinde, muhtemelen de o zamanlar 7 yaşında olan büyük yeğeninde kendini göstermesiydi. Ama olması gereken olmadı, ne büyük nede daha sonra doğan hiçbir yeğeninin gözleri lütfun ışığıyla dolmadı. Sihir Kain'i terk ederken, pek çok kişi trajik bir şekilde öldürülen Samāraj'ın halkını lanetlediğine inandı.

	Büyü gücünün teminatı olan tanrı soyunun hükümdarlığının son bulmasıyla her bir kainli normal ölümlü yaşamıyla baş başa kaldı. Güç sahipleri Artık ne toprağı ne havayı ne başka bir şeyi kontrol edebiliyor, nede büyü yapabiliyorlardı.  Herkes daha hızlı yaşlanır olmuş, ölümler artmış, hiç bilmedikleri hastalıklar baş göstermişti. Tüm gezegenin şirazesi şaşmıştı adeta. Günler kısalmış, kızıl ve mavi güneşler daha çabuk batar ve doğar olmuştu. 
	
          Kain de bunlar olurken, binlerce ışık yılı uzaktaki Dünya denen mavi gezegenin bir sahil şehrinde tanıyanların "Lu" diye hitap ettiği Marie Louise Divine az sonra gireceği kafes dövüşü için ısınmakla meşguldü. Otomatik hareketlerle bedenini esnetirken, aklında Tallahassee'de fazla kaldığı vardı. Birileri başına bela açmadan yer değiştirmenin zamanı gelmişti de geçmişti bile. Kaçması gerekliydi; geçmişinden, insanlardan, yakınlık kurmaktan, en çok da kendinden. Taa başından beri ve sonuna kadar. . .

         ***
All Rights Reserved
Sign up to add LÜTUF to your library and receive updates
or
#345büyücü
Content Guidelines
You may also like
KIZIL GECE  by DuruMavii
85 parts Complete
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
Turuncu  cover
Alfa Kralın İnsan Eşi cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
KIZIL GECE  cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
Ejderhanın Tutsağı cover
"Antepli" cover
Ejderhanın Tutsağı cover
Dolunayın Altında cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover

Turuncu

28 parts Complete

Levent ve kedi sandığı ama kedi olmayan kedisi Çakır'ın hikayesi (bxb) 🌈