Yeni bir Hercai kurgusu. Ufak tefek ayrıntılar haricinde kurgu tamamen bana ait. Dediğim gibi ufak tefek şeyler haricinde diziyle birebir değil. İyi okumalar umarım beğenir zevk alırsınız... Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardı. Benimde vardır. Elbet bir gün gelir. Bunca zaman bekledim biraz daha bekleyebilirdim. ~Reyyan Şadoğlu~ ....... Bir adam gördüm ama yüzünü göremedim bana arkası dönüktü. Sanırım beni çağıran kişide oydu. Yanına biraz daha yaklaşıp ona doğru seslendim, "Beni buraya sen mi çağırdın?". Sesimi tanımış gibi şaşkınlıkla bana doğru döndü. Biraz süzdükten sonra gizleyemediği şaşkınlığıyla "Sen Reyyan'sın!" dedi. Biraz şaşırmıştım. İnsan çağırdığı insanı tanımaz mı! Biraz sinir biraz alay içeren bir bakışla ona döndüm. "Ya sabır..." dedim sessizce. Olayı daha yeni idrak edebilmiş gibi sonunda kendine gelmişti. "Ben aslında buraya Gül'ü çağırmıştım. Ben onun.." sözünü tamamlamasına izin vermeden elimdeki telefonu gösterdim. Attığı mesajı açıp ona göstermek için telefonu açarken telefonun benim değil Gül'ün olduğunu farkettim. Bir kez daha Gül'ün benim eşyalarımın aynısını kullanmasına lanet ettim." Lanet olsun.." İş işten geçmişti artık. Telefonu cebime koyup olayın farkına geri döndüm. Karşımdaki adama doğru düzgün bakmamıştım bile. "Kimsin sen Gül'e neden mesaj attın peki!" diyerek hesap sordum bir yandan yüzünü incelerken. Acaba kimdi? Çok tatlı bir yüzü vardı, inkar edilemezdi.. ..... " Ya sabır.. " diyerek kafasını çevirdi. Manzaraya bakıp sakinleştikten sonra bana geri döndü."Neyse tamam boşver bu olmamış gibi say bu akşam zaten görüşcez." deyip yanımdan hızla uzaklaşarak gitti. Ne olmuştu hangi ara konuşma bitmişti de gitmişti yanımdan bilmiyordum ama kokusu çok güzeldi ve ben hala bıraktığı yerde onun kokusunu hissederek duruyordum.