Geceler gündüzlere tutsak ,gündüzler gecelere haramdı. Her baharın bir sonu , her kışında açılmış bir yarası vardı.
Aşk neydi?aşk, aşık olmak mıydı?Onun için aşk sevmek ,sevilmek hissetmekti. Bu sadece karşılıklı aşk değildi.
Aşk kırılan bir kalbi onarmak, yanlış sarılan yarayı düzeltmekti.
Bu dünya o kadar zalim ki insanların gözü kör olmuş. Aşık olmanın , sevmenin adının ne olduğunu bile bilmiyorlar. Bir papatyaya, denize , göğe,yıldızlara,aya bile aşık olur insan.
Ama birgün gelir paslanmaya yüz tutmuş bir demir parçası olan hayat bir anda kararı verir. Hayat işte o gün zindan eder denizin ve papatyanın kokusunu,en küçük bir şeyde umut bulduğun hayatın kararı verir. Artık mahkum olursun bir töre hapishanesine,bütün duygularını alır götürürler.Bir bavul parçası gibi acılarını sürükleye sürükleye çekerler dünyanın bir ucuna.
İşte Azat'ın karanlık bakan gözlerinde Azra'yı görmesiyle Azra'nın hayatı mahvolur...
Acılı bir aşk hikayesi...
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır. Sadece bir kaç bölüm kalacaktır canlarım.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.