7 parts Ongoing İkiye On Kala serisi I & II. Kitap olarak burada yayımlanmaktadır.
Çelikten iradeleriyle vatanın sarsılmaz kalkanlarından biri olan Kayser, korkusuz adımlarıyla zaferin izini sürer.
Onların yüreğinde fırtınalar kopsa da yüzlerinde sükûnetin keskin çizgisi vardır. Gökyüzüne uzanan bayrak, onların teriyle yıkanır. Vatanın bağrına düşen her damla kan, hürriyetin bedelini fısıldar.
Geceyi gündüze katıp hudut boylarında nöbet tutan bu kahramanlar, şafak sökerken umut olur, karanlık bastığında siperlerde sessiz birer yıldız gibi parıldarlar.
Ancak bir süre sonra Kayser'in inine sızan hain, güvenin derin çatlaklarında sessizce büyüyen bir zehir gibiydi.
Dost sandıkları omuz başlarında yürürken, ihanetin soğuk bıçağını en beklenmedik anda sapladı. Kelimeleri sadakatliydi, adımları ise şüphe uyandırmazdı; oysa içindeki karanlık, tüm ekibi uçurumun eşiğine sürükleyen bir fırtına gibi gizliden gizliye güçleniyordu.
Kayser, içlerine sızan hainin izini sürerken, gökyüzünde savaşın kara bulutları dolaşıyordu. Her geçen gün, ülkeyi felakete sürükleyen
tehdit daha da yaklaşıyor, düşman safları güçleniyordu.
Artık iki seçenekleri vardı: Ya ihaneti ortaya çıkarıp düşmanlarıyla dimdik mücadele edecekler ya da içlerindeki çürümeye göz yumup ülkenin
yok oluşuna seyirci kalacaklardı.
Zaman daralıyor, karar anı yaklaşıyordu. Hainin kim olduğu açığa çıkmadan atılacak her adım, düşmana verilmiş bir fırsattı.
Eğer Kayser bu gölgeyi aydınlatamaz ise, yalnızca kendileri değil, uğruna can verdikleri topraklar da sonsuza dek karanlığa gömülecekti. Bu savaşın sonucu, yalnızca bir ismin ortaya çıkmasına bağlıydı.