"sor" dedim bakışlarım yüzünü tararken. "tanımadığını söylemiştin" dedi imalı imalı, sanki 'senden beklemezdim' dercesine. Senem'in yanına gelip kitabı istediği gün bana ikisinin de tanıyıp tanımadığımı sormuştu, daha doğrusu hepimize bu konuyu sormuştu. Sonrasın da ise "ben niye hiç görmedim lan bunu" demişti. Görmüştü, yanım da Beste'yi görmüştü. Ama tek fark, o zaman saçları uzundu beline kadar hem de. "Tanımıyorum" dedim. Benim tanıdığım Beste bu değildi, ben kimseye karışmayan, sessiz ve sakin bi' kızı tanıyordum. Ve bu o kız değildi, benim tanıdığım Beste değildi. Hayır ben O'nu tanıdığımı zannediyordum, meğer hiç tanıyamamışım. O'nu da suçlayamam ki, ben belki de görmek istediğim şeyi görmüştüm. Ve öyle de olmuştu, O benim düşündüğüm gibi biri değildi. O da herkes gibi. Sıradan! Bencil! Kimseyi, düşünmeyen insanlardandı. Hayır, ben böyle birini tanımıyorum. "ha ondan tanımadığın kıza sarıldın ve onun seni öpmesine izin verdin?" sesin de gayet sezilebilir 'sen kimi yiyosun