Direniş
  • LECTURAS 112
  • Votos 10
  • Partes 1
  • LECTURAS 112
  • Votos 10
  • Partes 1
Continúa, Has publicado abr 09, 2019
Contenido adulto
Kim bilebilirdi ki? Benim gibi birinin cidden yaptığı bir işi seveceği. Kim bilebilirdi ki? Yapmayı sevdiğim ilk şeyin ceza olarak yapmaya başladığım bir şey olacağını. Fakat sevdim işte , benim hayat tarzım oldu o ceza. Herkes için eziyet olan faaliyet benim en büyük eğlencem oldu. Fantazilerim , düşüncelerim , onurum , gururum , hareketlerim... Kısaca her şeyim değişti! 

Peki bu kolay bir şey o zaman değil mi? Sonuçta bunu eğlenerek yapıyorum... HAHAHA eğer buraya bu boktan fikirlerle geldiyseniz yıkılın karşımdan! Burası ne sizin karı kız yapma yeriniz ne de dinlenme yeriniz anladınız mı?! Burası öyle herkesin eğlenebileceği bir yer değil , hatta aklınız yerindeyse buradan eğlenmek yerine nefret edersiniz! Burada öyle herkesin katlanabileceği şartlar yok. Hele hele sizin gibi ağzı süt kokan veletlerin katlanabileceği şartlar hiç yok! 

Burası sadece en canilerin oynayabileceği bir oyun parkı. Burası sadece hayatın değerini , gerçek hayatın anlamını öğrenebilenlerin gözlerini kırpmadan adım atabileceği bir gösteri alanı. Burası sadece gerçek değerlerini bilenlerin pişman olmayacağı bir kumarhane. Burası sadece gözü karaların böbürlenebileceği bir platform. Burası sadece kendini bilenlerin göğüsü havada yürüyebileceği bir yol. 


BURASI SAVAŞ ALANI! ŞİMDİ SİZİN GİBİ DAHA DİŞLERİ YENİ ÇIKMIŞ VELETLER BURADA HAYATTA KALAMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORSA O BOKTAN VÜCUTLARINIZI ALIN VE BİZİ SİDİĞİNİZİ TEMİZLEME ZAHMETİNDEN KURTARIN!!!
Todos los derechos reservados
Regístrate para añadir Direniş a tu biblioteca y recibir actualizaciones
O
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
SİYAHİR  de ben1deniz
13 Partes Continúa
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
AL KAN /Kadın asker/ cover
KOF cover
DİLSİZ KURT cover
ARYON cover
SİYAHİR  cover
BİNBAŞI'M cover
Mesaj | Texting +18 cover
KANDANKALE cover
DİRENİŞ cover
Mafyamı +21 cover

AL KAN /Kadın asker/

19 Partes Continúa

"Komutanım, roket atar!" dedi Halil. Duyduğum sesle eş değer olarak, bir patlama meydana geldi. Nefesim kesilmişti, yaralandığım için değil, timimden ses gelmediği için. Düşünmek istemedim şehit olma ihtimallerini, arızalansın istedim kulaklıkları. Olmayınca olmuyor, demişler. Bağırdım tüm gücümle kulaklığıma, "TİM SES VERİN, HERKES İYİ Mİ!" bu bağırışıma kimsenin yanıt vermediğini anlayınca durdu dünyam. Elimdeki el bombalarını, karşımdaki itlerin üstüne yağdırıdım. Hepsi leş olmuştu, ama volkan timi yok olmuştu. Mevzilendiğim yerden çıktım ve herkesin mevzisine doğru yürüdüm, etrafta bulunan uvuzlar nefesimin cigerlerime batmasını sağlıyordu. Benim timimin parçaları olamazdı onlar değil mi? Oturduğum yere çöktüm ve sırtımı büyük bir kayaya yasladım. Elim göğsümdeki ağrıyı geçirsin diye masaj yapıyordu, ama ben şehitlerimin parçalarını görmüştüm. Bu vatan uğuruna can veren timimi görmüştüm, bu ağrı kalbimde sızı olarak kalacaktı. Iyileşmeyecektim, alışacaktım.