Geçtiğimiz yaz hayatımın en kötü yazlarından birisini geçirmiştim. Abartmıyorum ismimi bile unuttuğum günler oldu. Karanlık günlerden sonra sürekli hayat banada güler mi gülmez mi diye düşün düşün durduğum günlerde ara verdiğim üniversite hayatına tekrar başlamaya karar verdim. Kendime bulduğum tek çare buydu. Oysa okulu temelli bırakmıştım. Büyük lokma ye büyük konuşma diye boşuna söylememişler büyükler. Kararımın ertesi gecesi tek başıma otogardan doğduğum şehre bir daha adım atmamak için çıktım. Ekimin ilk haftasıydı. Okulumun bulunduğu şehre varmıştım. Buralarda daha önce yapamamıştım. Bir yanım bu sefer belki olur demişti ama yine olmadı. Geldiğim ilk hafta dolmadan gitmeyi düşünmeye başlamıştım. Bambaşka yerlere daha çok uzaklara gitmeyi kafayı koymuştum. Bu düşüncelerle bir gün okuldan çıkarken karşıma tanıdığım, çok takdir ettiğim bir arkadaşım çıktı. 'Hoşgeldin okula tekrar başlamana sevindim mutlu oldum' dedi. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Çok teşekkür edebildim sadece. Çünkü hayatımda bana böyle içten samimi bir şekilde hoşgeldin diyen olmadı. Söylediği sözler beni benden aldı. Sanırım birde gözlerime değen gece gözleri buna ortaktı. Gözlerine gece dememe bakmayın siz. Tamam gözleri gecenin rengine benziyordu ama sanki gece yarısındaki bir denizin kıyısı gibiydi. Sessiz , sakin , huzurlu ve derin.. Birde gülümsemesi yok mu resmen kalbime pusu kurmuştu. O pusuyu kaç ay geçti unutamıyorum. Unutacağıma da ihtimal vermiyorum. Yağmurlu sonbahar günlerini baharlara çevirmişti benim için. Sanki yeniden doğmuştum. O güne kadar hafızamdaki her şey silinmişti. Artık günlerimin her anı o, gülümsemesi ve gözleriyle geçiyordu. Az önce dedim ya hafızam gitti. Bu şehirden gitme planlarımda bunun içinde. Artık benim için yeni bir hayat, kader başlıyordu.. (Devam edecek)..All Rights Reserved