''Gözlerini kapat Vera''
Kararlı ama bir o kadar da ondan beklenmeyecek kadar masum çıkan sesi beni daha da meraklandırmıştı. Gözlerimi kapattım. Arabanın ağır kokusunda bile hala fark edebildiğim vanilyalı parfümünün kokusunu içime çekerken sırıttığını tahmin edebiliyordum. Beni öpeceğini sandığım kısa bir an gelip geçtiğinde gözlerimi bağlamıştı bile. Güçlü kollarını kapıya uzattı, kapıyı sert bir şekilde açtı. Ellerini belime koydu ve arabada hakim olan naneli puro kokusunun yerini temiz hava ve deniz kokusu alana kadar beni dışarı ittirdi. Ellerimi destek almak istercesine öne uzatıp ayağa kalktığımda ellerimden tuttu. Ne yaptığımı bilmez halde sendelerken beni bıraktı.
''Şimdi gözlerindeki bağı çözüyorum. Ama gözlerini, içinden ona kadar saymadan açmayacaksın tamam mı?'' dedi. Başımı olumlu anlamda salladım. Gözlerimdeki bağı çözdü.On'a kadar saymaya başladım.
Bir,iki,üç...
Artık sabırsızlanmaya başlamıştım. Ne yapmaya çalıştığını anlamış değildim ve açıkçası çok merak ediyordum.
Sekiz,dokuz ve on.
Gözlerimi açtım. Karşımda uçsuz bucaksız bir deniz vardı. Ve bir de çiçekler ve kağıttan beyaz fenerlerle süslenmiş bir tekne. Sevinçten gözlerim parlarken hızla arkamı döndüm. Gördüğüm şey karşısında nutkum tutulmuştu. Yere çökmüştü ve gözlerindeki hınzır gülümsemeye karşılık vermem için bekliyordu adeta. Sonunda o mükemmel dudaklarını araladı ve ellerimi ellerinin arasına aldı.
''Benimle evlenir misin Vera Davis?''