Koskoca malikaneyi,küçük bir kız çocuğunun sesleri dolduruyordu. ''Hayır,anne,onu istemiyorum! Çok siyah! Hayır,o çok pembe!'' diye naz yapan kız,inanılmaz derece de annesine ve babasına benziyordu. Platin sarısı saçlarının arasına serpiştirilmiş olan kahverengi saçları,dikkat çeken ilk şeylerdi. 6 yaşında olduğu için büyü güçleri yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Ruh haline göre odasında ki eşyaların rengini değiştiriyordu.
''Tamam,tatlım. O halde şu gri ve sarılı elbiseyi giy...'' diyerek usanmış bir ses tonuyla konuşan Bayan Malfoy,bir bilek hareketiyle kızını giydirdi. Kız,gülerek aşağıya büyük annesi ve büyük babasının yanına indi. ''Scorpius ve Draco! Hemen o süpürgüleri bırakın!'' diye bağırmaya başladı,camdan dışarı. ''Ama anneeee......'' ''Ama Herm.....''' diye üzüntü nidaları çıkmaya başlar başlamaz ''Hemen!'' diye son kez bağırdı ve aşağıya indi. Lucius Malfoy ve Narcissa Malfoy,çoktan hazırlanmış kapının eşiğinde bekliyorlardı. ''1 hafta sonra görüşürüz kızım,ve tabii seninle de görüşürüz küçük Lynx.'' diyerek veda konuşmasını yapmış olan,Lucius Malfoy torununun alnını öptükten sonra gelinine sarılıp,dışarıya çıktı.
Evin erkeklerinin de teşrif etmesi ile,salona geçtiler. Her zaman ki konumlarında -Hermione'nin başı Draco'nun omzunda olacak,Scorpius koltuğun önünde,ateşin hemen yanında ve Lynx'in koltuğun geri kalanına büzüşmesi sonucu.- oturduklarında,Lynx munzurca gülerek annesinden onlara yine o hikayeyi anlatmasını istedi,Scorpius'ta düzeltme nezaketinde bulunarak aşk hikayesi diye sonlandırdı.
-Olayların çoğusu kurgudur.-