Hayal bizim gerçekliğimizi farkettiğimiz kırılma noktamızdır. Kendi evrenimizde dönen olasılıklar çemberinden en güçlü isteklerle kendimize mıknatıs gibi çektiğimiz deneyimlerdir.İstediğimiz, düşlediğimiz her şeye aslında zaten sahibiz. Ona yaklaşmak için ne kadar güçlü duyguları içimizde hissedersek, kalbimizdeki mıknatıs da o kadar büyüyecek o gerçekliği kendimize çekecektir.
Hayatımızda bir şey gerçekleşmiyorsa bilin ki onu aslında istemiyorsunuzdur. Düşünün bakalım, diliniz "evet istiyorum" derken bilinçaltınız size ne bahaneler çıkardı? Egonuz hangi korkuları önünüze getirdi. İçinizden "olmasın, olmasa daha iyi" derken diliniz "lütfen olsun" dedi. Sonuçta kalbiniz dünyanın frekansına yetişemedi ve bu dileğiniz gücünü kaybetti.
Davranışlarımız duygularımızı, duygularımız da hayatı nasıl algıladığımızı gösterir. Bilinçaltımız öyle çalışır ki, en basit bir olay karşısında hissettiğimiz öfke hissinden, farklı türde senaryolar üretip bir anda film şeridi gibi gözümüzün önüne getirir. Belki o anda kalakalır, dakikalarca saatlerce etkisinden kurtulamazsınız.
Anda kalmak, anı yaşamak, şu anla meşgul olmak... mutluluğun basit anahtarı burada işte! Basit ama belki de dönüşmek, bu bilince erişmek zor gibi geliyor çoğu zaman.
Geçmişte boğulmadan, onunla yüzleşerek, hatalardan,kötü olaylardan, size hissettirilen kötü anılardan sıyrılmak, onlarla vedalaşmak. Hani beyaz bir sayfa açarcasına uzaktan el sallamak ve önümüze bakmak.
Sürekli bir şeyleri planlamaktan, koşmaktan, koşturulmaktan, yorulmaktan vazgeçtiğimiz zaman aslında "anda" kalacağız.
Bu zamana kadar hep sorularla, sorgularla, kaygılarla yaşadık. Bunlardan kurtulmak zor belki evet. Ama mutluluk yoluna çıktıysanız, ki bu kitap elinizde olduğuna göre ışık var demektir, hemen şu anda kocaman bir "bitti" deyip yeni hayatınıza merhaba diyebilirsini