Soğuk havada nefesleri birbirine karışıyor , tenlerine kurşun gibi işliyordu.Genç kadın indirdiği silahı tekrar doğrulttu.Sadece doğrulttuğu somut bir silah değildi.Acı , kin , öfke , nefret ve kontrolsüz arzuydu asıl silah olup alınlarına dayanan.
"Biliyordun Berzan! Benim çocuğukluğumu , ailemi çalanın sen olduğunu biliyordun! Hayatım ellerinde un ufak oldu , biliyordun!"kız acı bir şekilde ağlarken aynı anda gülümsüyordu.Beş yıl önce olduğu gibi , yine aynı kişi tarafından kullanılmıştı.
"Asmin yemin ederim çok geç anladım!Sen benim şu lanet olası dünyada güvendiğim tek insandın! Nasıl böyle bir şey yapabildin?Gü...Güvenmiştim ben sana!" Kız silahın namlusunu ikisi de diz çöktüğü için zorda olsa daha çok bastırdı adamın göğsüne.Beyaz gömleğin altındaki tenini namlu kesmişti.Bembeyaz gömlek kırmızılanmıştı.Kızın içi sızladı , nefretinin altında hala saf olan aşkı yatıyordu.
Elini adamın elinin üzerine koyup belindeki silaha götürdü.Yavaş yavaş kaldırıp elindeki silahı kendi göğsüne doğrulttu.
Berzan ağlamaktan kızarmış gözlerle Asminine baktı.
Dağ çiçeğine...
Genç adam güçtü , kudretti , asaletti...Şimdi ise saf acıydı.
"Yapma!" Diye son gücüyle bağırdı.
"Bizim ilkbaharımız buraya kadarmış..." Genç kadın gözlerini yumdu.Adamın bağırışları küçük çığlıklara dönmüştü.
"Bizim ilkbaharımız buraya kadarmış..."
"Ben Asmindim.Dağ çiçeği.
İlkbaharı yaza çevirendim.
Sonbaharı kışa çevirendim.
Ben özgürlüğün sınır tanımaz şekliydim.
Ben Asmin ,
Dağ çiçeği."