Hayatı zorluklarla yaşayan ben ,bu düzene alışan ben bir gün kurtulacağımı bilerek devam ediyorum. Kaderimde olan ne varsa onu yaşıyorum. Bu düşündüğünüz kadar güzel bir kader değil! Belki de en beteri, en zoru! Değişsin istiyorum, artık zamanın durmasını yada doğmadığım zaman geri gidip bir an önce yaşayacağım kaderi kendi ellerimle değiştirmek istiyorum. Zor muydu? İmkansız mıydı bunu yapmak! Cevabı ise koca harflerle EVET. İstediğim şeylerin bu kadar dokunulmazlığı olması elimi kolumu bağlıyordu. Dünya'nın bir adı olmasaydı cehennem koyardım. Çünkü gerçek cehennemden bir farkı yoktu benim için...
Ama bir gün bu cehhenem benim için cennete dönüştü. Ne uğradığım kaba, çirkin laflar kaldı ne de şiddetler. Çünkü ARAF YÜCESOY geldi. Geçmişten, hem benim için geldi hemde yalan hayatımı doğruya çevirdi. Bundan sonra artık bir deli değil; İki deli olduk. ARSEN ve ARAF olduk.
ARAF
YÜCESOY.
ARSEN
ÖZER.
"Araf?" Kısık sesimle konuşurken, ağzımdan çıkıp havaya doğru yayılan buharları izliyordum. Yandan yeşil gözleriyle çehremi izlediğini hissettim.
"Söyle küçük kız." Boğuk ve kısık sesini işittim. Rüzgar kokusunuda beraberinde getiriyor, her nefes alışımda içime işliyordu.
"Sence, tüm olumsuzluklara rağmen benide seven birisi çıkarmı karşıma?" Aramızda başlayan sessizliği, konuşmasıyla o bitirdi. Ama asıl bilmiyordu; cevabıyla benim içimde nasıl bir depremlere sebep olduğunu.
"Belkide çoktan çıkmıştır mavi gözlüm. Hatta yanında oturuyor ve seninle konuşuyordur", dedi.
Başlama tarihi: 20.06.2020