Bursa'nın ıssız ve dar sokaklarından birinde küçükken babası tarafından yetimhaneye bırakılan küçük bir kızdı,Dolunay. Başına gelen hiçbir şeyden habersiz etrafına gülücükler saçıyordu. Bebekken belliydi büyüdüğünde güçlü bir kız olacağı, hayatın ona yaşattığı her şeye rağmen hayata karşı hep dik durmuştu.Her zaman bir gün o çok inandığı güzel günlerin geleceğine inanıyordu. Gelmez demişti içinde ki o ses ama inanmamıştı.Tek başınaydı bu hayatta sonuçta kendinden başka tutunacak kimi vardı ki. Ama 28 Şubat günü bütün duyguları birbirine girmişti.Babası geri gelmişti,ama neden ? Nerden esmişti de 18 yıl sonra geri gelmişti ? Dolunay aya değil karanlığa aşık olmuştu,duyguları kaçış yolu arıyordu Dolunay'ın, ama elinde sonunda o karanlık acıyla yüzleşicekti...
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024