Kendi yazdığı cinayet romanının ortasına düşen, olay yerinde parmak izi bulunan bir yazar... Maktullerin kanıyla polislere notlar bırakan bir seri katil. Hüzünler, gamlar, kederler kalemimizin büyüsüyle usulca uzaklaşırlardı. Ya da adalet sağlanırdı kırışık kâğıtlar üzerinde. Mürekkebim kâh kan olur bir mazlumun vücudunu boyar, kâh bir yağmur damlası olur, umutlar yeşertirdi. Masamın üzeri cinayet dosyalarıyla dolup taşardı. Hayatlar birkaç küçük ayrıntıdan ibaretti notlarım arasında. Olay yeri incelemeyle cesedi incelerdim, kötü adamlarla şarap yudumlardım boğaza karşı. İnsanlar benim yüzümden ölür, cinayetler benim sayemde çözülürdü. Âşıklar gözlerimin önünde telef olur, gidenler geride bıraktıkları maktullerin gözlerine bile bakmazlardı. Şehrin karanlık sokaklarında tüm suçlara tanıklık ederdim. Ama bu sefer yazdığım karanlık sokakların tam ortasındayım! Kendi kurduğum labirentteyim, çıkış yok. Emrimdeki tüm polisler peşimde artık. Herkes toplanmış, işlettiğim cinayetlerin hesabını soruyor benden. "Ama şu an her şey gerçek. Yani bir cinayet romanı değil. Biz gerçek olmayan bir hikâyenin ortasına gerçekten düştük."