"iki şekerli kreması bol bi bardak kahve lütfen " sadece sağ askisini taktiği iki kollu çantasının ön gözünden cikardi cuzdanini. icinden beş lira aldi kasiyere uzatti. tirnaklarinda her zamanki gibi beyaz oje vardi saclarini arkasinda toplamis, dar kotunu giymisti kahveyi yarı uykulu bi şekilde beklerken ağırlığını sag bacagindan sol bacagina aktariyordu. yaklaşık iki dakika kadar bekleyisten sonra bir lira para ustüyle beraber kahvesini aldi ve agir agir sınıfa dogru yürüdü. koridorda duran aynanin önünden geçerken çaktırmadan kendine bakmayı ihmal etmedi sinifa girdiginde kahvesi bitmisti kocaman guldu ve herkese Günaydın dedi. iste her sabah bunu yapardı yasemin. uzundu yaklaşık 1.75 kilosu da en fazla 60 tir. acik kumral saclari omuzlarindan beline akiyordu. pamuk gibi beyaz teni kahverengimsi ela gözleri ve keman gibi kaşlarıni tamamlayan ince elmacik kemikleri ve narin bir cenesi vardı. kugu gibiydi. kugu da laf mi peri gibiydi. tanri yasemini yaratirken bana da danışti