Evrenin geleceği, sadece bir avuç insana emanet edilebilir miydi? Bu hikayede evet. Insanlık, tarihi boyunca süre gelen bir savaşçı iç güdüsüyle benliğini koruma altına almıştı. Ne bir başka gezegen, ne de başka bir yaşanılası dünya, insanoğlunun savaşçı ruhunu taşıyordu. Cathy Turner, hafızalarının silik odalarına hapsettiği geçmişi ve kendine benimsediği bu savaşçı benliği hazmetmeye çalışıyordu. Bir taraf geçmiş, bir taraf şimdiki zamandı. Gelecekten geçmişe uzanan bu hikayede, sırlar, bilinmezlikler, yanılgılar, korkular ve en önemlisi vicdan, birbirini kucaklamış vaziyetteydi. İki yol vardı. Ya korkularına yenik düşerek insanoğlunu çıkamadığı tehlikeye ömür boyu hapsedeceklerdi, ya da kendi hayatlarından vazgeçip ölümsüzlük için savaşacaklardı. Bu anlamsız savaşta Cathy'nin bildiği tek şey vardı; Geçmiş, şimdi gelecekten daha yakındı.