Carley, ağabeyi, babası ve ağabeyinin arkadaşı ile Los Angeles'ta yaşayan, on altı yaşında bir genç kızdır. Annesi, Carley'nin doğumunda vefat etmiştir ve Carley bu konuda çok hassas bir yapıya sahiptir. Babasının iş ortağı, aynı zamanda liseden arkadaşı olan Sean Andres isimli Fransız asıllı zengin iş adamı, lise yıllarından beri Carley'nin annesine aşıktır ve Carley'nin babası David'den nefret etmektedir. Carley'nin annesinin ölümünün sebebi olarak David'i görmekte ve ondan intikam almak istemektedir. Sean, intikam yolu olarak David'in en değerli varlığı, eşinden kalan bir miras olarak gördüğü kızı Carley'i öldürmeye karar verir. David, Türkiye'ye duyduğu hayranlıktan dolayı iki çocuğuna da küçüklüklerinden beri Türkçe'den özel ders aldırmıştır. David, kızını Sean'dan korumanın bir yolu olarak onu sahte bir kimlik ile Türkiye'de saklar. Türk kültürüyle ve insanlarıyla ilk defa karşılaşacak olan Carley, yaşadığı ortamı bırakmak istemese de bir fedakarlık yapmak zorundadır.