''Bu kapı kapandığın da birbirimizi bir daha göremeyeceğiz...'' ''Biliyorum'' dedi adam umursamazlık eklediği bakışlarını önünde duran kıza çevirerek. Tek bir bakış bile yeterliydi efla için soğuk bakışlarda yandı yandı kavruldu ama aradığını bulamadı. Tekrar tekrar baktı sevdiğim dediği adama, yüzündeki acı gülümsemesiyle gözündeki yaşla doya doya baktı. ''Bitti mi şimdi'' dedi sesinde bozguna uğramışlığı bir kenara bırakarak . Belki dedi içinden aradığım umudu bulurum o gözler de diye feryat figan baktı yandığı gözlere ... 'Hayır' dedi adam umursamaz bakışları artık kızın yüzüne bakmaya bile gerek duymuyordu.. 'Hiç başlamamıştı' sözlerinin tamamladığın da karşısında duran enkaza bakma gereği duymadan çıkmıştı kapıdan... O kapı kızın arkasından gürültüyle kapanmıştı. Korktuğu şeyin bu kadar çabuk olması içindeki minicik umut kırıntılarını da çarpan kapı eşliğinde parçalara ayırmıştı işte... Eflanın mırıltıları hıçkırık eşliğinde haykırışa dönüştü avazı çıktığı kadar bağırdı sanki daha fazla bağırabilirmiş gibi boğazındaki acıya inat '' Ölmedim ya küllerimden doğar yine severim seni, parçalara ayırdığın kalbimin toz tanesine kadar toplar yine severim hiç kırmamışsın gibi, hiç gitmemişsin gibi beklerim seni bu kapının arkasında. Olur da bir gün kalbin üşürse... hıçkırıklarının elverdiği kadar devam etti.. kalbin üşürse bil ki gitmişimdir senden bu sefer kalbimi toz tanesi yapan benimdir.'' Son gücünü de son nefesiyle bırakıp yıkıldı dizlerinin üzerine efla.. İki kalp vardı ortada biri kendi ölümüne adım sayarken diğeri ölümün haberciliğini yapıyordu arsızca...All Rights Reserved