Ruhumda bir boşluk, uğultusu sarmış her yanı. Kalbim atmayı kesmek üzere son demlerde, hiç kimse iyi değil aynı benim gibi. Yağmurlar yağmış içimdeki çıkmaz sokaklara, içimdeki çocuk dizlerini canavarlardan kaçarken parçalamış kendi taşlı yollarında, kendi kendimin infazını vermişim en çok da... Dahası yok benim için ne geleceğim var, ne yarınım aklımda ne dünüm, ne bugüm var gelecekte, nede şimdim şuanımda. Ben bende değilim, kalbim son nefesini vermiş o çocuğun zihninde, intiharını kendi çocuğunun gözleri önünde gerçekleştirmiş, çaresiz bir güvercin misali çırpınmış yüreği küçük kızın ama duyan olmamış ki onu hiç, ne gören olmuş, nede küçük ruhunun boşluğunu hisseden. Uzay bile dolu kalmış gezegenleri ve yıldızlarıyla, benim küçük kızımın ruhunun boşluğunun yanında. Zifiriliğinde kaybolmuşum ruhumun, çığlıklarım iğneler gibi battı boğazıma ama kim duyardı ki beni? Sahteliğime ben bile inanmışım bazen hatta. Maskelerim düşmüş ama gören olmamış, iğneler boğazımı yırtmış çıkmış dışarı ama duyan olmamış çığlıklarımı. Bana bir el uzatsan şimdi ben kendime, cehennem aşkından yandığı cennete kavuşsa. Ben içimdeki küçük kızımı fark ettirsem , sen beni yaşatır mısın?
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."