Sadece yedi saniyede hayatınız değişebilir mi? Hayatınız bir rüyadan ibaret olabilir mi? Rüya hayatınızı mı gösterir? O sadece rüya görmüyor. Onun gördükleri kabus değil. O bir rüyanın içinde rüya görüyor... Belki de... Ona uzanan eli ne zaman tutabilecek? O uçurumdan ne zaman kurtulacak?Belki de hep düşecek... Kabuslarında gülümseyecek mi? İmkansız bir anı mı ? Kurtuldum derken başladığı hayatta ona tutunan adama ne yaşatacak? Rüya hayatınızı ne kadar mahvedebilir ki? Onun hayatını yok ediyor... "Elini bana uzat İnci." "O zaman ikimizde düşeriz." "Hayır, uzat hadi." dediği gibi yaptım. Bir elimi ona uzatırken diğeriyle yerdeki çimenlere tutundum. "Buraya nasıl geldin?" diye sordu beni çekmeye çalışırken. "Senin peşinden geliyordum, sonra... Ah!" Tutunduğum çimenler kopmaya başlamıştı. Küçük ellerimle Kaan'a daha sıkı tutundum. "Bırakma, ne olur!" Ağlamaya başladım. "Ağlama İnci seni tutuyorum. Kendini yukarı çek." "Korkuyorum, beni bırakma!" Vücudum titrerken korkuyla beni bekleyen uçuruma baktım. Minik bedenim burada parçalanacaktı. "İnci seni tutuyorum. Ağlama düşmeyeceksin." Beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama o da benim kadar küçüktü. O da benim gibi ağlıyordu. Minik elleri beni çekmeye çalışırken bedeni uçuruma yaklaşıyordu. Ela gözlerinden süzülen bir damla yaş yanağıma damladı. "İkimiz de düşeceğiz. Bırak beni." "Hayır!" Haykırıyordu. "Ben sensiz yapamam." Daha kuvvetli çekti. Toprağa tutundukça taşlar kopuyordu. Aşağı düşüyorlardı. "Kaan dikkat et!" Ayağının altındaki taş kopunca sendeledi ama kolumu bırakmadı. "Yapma! Öleceğiz." "Beraber."All Rights Reserved