öyle sıkıcı gidiyoduki herşey, kendime sordum bukadar sessizlik içinde herşeyin normal bi akışta ilerlemesi hiç normal değildi.Yürek biyerden gelecek kötü veya iyi haber beklerken yılın 9. aylarında işyerinde çaresizce çalışırken, birden bi gökkuşağının turuncusu gibi süzülerek gelen bi güvercin gibi kanatlarını yana burkmuş sanki daha uçmasını bilmiyo ama ayaklarıda yere deymiyodu.ilk gördüğü anda anlamıştı bu kadının hayatında büyük bi anlam taşıcağını, ama gel gelelim kader çizgilerini çoktan çizmiş ve insanların bu çizgiden sessizce , ayaklarında zicir vurulmuş köleler gibi gitmesini izleyen bi kader vardı.saatler, günler, aylar acımadan hızlıca ilerlerken bizim çapkın bazı şeylerin önüne geçmiş adeta kendini sınırlandırmıştı sanki arabanın el firenini çekip ileri gitmek gibi bişeydi bu onun için.çok iyi iki arkadaş olmuşlar ve saatlerce konuştukları yetmezmiş gibi işten eve gidince yine devam ettirmek için belkide ikiside çaba gösterdi. ve konuştularda saatlerce.bu hikayeye devam etmek için gözümdeki doluluğun gitmesini beklicem derken yine başladım ince ince yazmaya.yazmama kızan bi arkadaşım vardı belki ama çapkın yazmasa nasıl ifade edicekti kendini , ilham perileri rahat bıraksa yazmıcak belki ama o serseri bi çocuk gibi eline sprey boya alıp şehrin bütün duvarlarına şiirler Yazıp içindeki düşünceleri ve kendi kendine konuşmaları bi son vermek istiyodua ama hayat öle acımasızki kelebeklerin yaşantıları onların mutluluklarından bile daha fazlaydı.çok muhabbet işin bokunu çıkarmamıştı ama bazı düşüncelerin ciddileştiği bi döneme girmişti iki arkadaş.belki diğeri ötekininden daha fazla seviyodu ama birbirlerine karşı verdiği değerler gitgide yükselmiştiki birinin gülüşü ötekine bahar oluyodu artık.telafisi olmayan şeyler yaşamadık, ben senin çabasızlığına kırgınım.konuşmalar bitip emotAll Rights Reserved
1 part