"Ben seni çok sevdim! Çok! Sen naptın? Canımı aldın benim! Şimdi bana, seni affetmemi mi söylüyorsun? Bunu benden nasıl isteyebiliyorsun?! Nasıl yapayım? Bu kadar çok severken bile affedemem seni. Affetmeyeceğim!"
"Affedeceksin! Duydun mu?! Affetmek zorun--"
"Değilim! Affetmek zo-zorunda değilim! Be-ben ö-ölü-ürken ner-nerdeydin? Be-benim ca-canım cayır cayır yanarken, ateşini elleriyle sevdiğim adam yakarken nerdeydi aklın?! Ha?! Nerdeydi? A-artık ço-çok geç, çok.."
"Değil,geç değil Tan.. Affedersen düzeltebilirim, iyileştirebilirim kendi açtığım yaraları, sarabilirim seni.."
"Bir sene, üç ay, on dokuz gece önce neredeydin?"
"Be-ben.."
"Söyleme,bişey söyleme.. Benim artık sana, senin sevgine ihtiyacım yok, güvenim de yok.. Unutacağım, yaşattıklarını biir bir unutacağım ve sen de bunu izleyeceksin,tıpkı benim seni uzaktan izlediğim gibi.. Sen de beni izleyeceksin.."
...
...
...
Adam Louis'in tüm hatalarına rağmen, Toprak Tan Şanlı onu affedebilecek mi? Bu aşk esaretinden kurtulabilecek mi? 🥀⚠️
"Evdeki hizmetçiler neyse sende o sun"
zorundalıkda olsa ben onun karısıydım.
"Bekaretini bozduktan sonra sana asla elimi bile sürmeyeceğim şu karşıdaki koltukda yatıp kalkacaksın asla yakınıma gelmeyeceksin!" dedi kalın sesiyle.
Ben bir ömür bu adamla nasıl evli kalacaktım.