Düştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan...
Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata'nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz'de boğuldum.
Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle nikâhlandı yüreğim.
Ama sen bilemezdin bu aciz beni! Görmemeliydin gözlerimde çağlayan seni! Varsın sen yine beni dilbaz bil. Ben yanarım ateşinde, kül olurum ama asla sönmem. Varsın sen görme beni, yine sev sarı saçlı mavi gözlünü ama gülme de yüzüme, çünkü ben ilk kelimesini henüz söylememiş bir bebekten farksızım. Gülüşlerine de aldanırım, dokunuşlarına da.
İlk kelimem sen olursun o zaman ben savrulurum.
-----
Yandım ey Can, cayır cayır kor alev oldum.
Nerden bilecektim kara gözlerinin Karadeniz'den tehlikeli olacağını. Hani o yaramaz bir kız çocuğuydu sadece? Nereden bilirdim o yaramaz çocuğun kalbimin zillerine basıp kaçacağını?
Hani aşk bir kez olurdu? Yoksa ona kadar olanlar aşk mı değildi? Oysa o hayatıma girdiğinde kalbim başkasındaydı... Bende bile değildi! Nasıl ele geçirdi ruhumu?
Dilbaz'ım, Telli Turnam...
Galata'n olsam ayrılmasan yamacımdan...
⚓⚓⚓⚓
Hikaye 10 Ağustos 2022 tarihinde kaldırılacaktır.
Tüm hakları saklıdır.
Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız.
O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi.
⏳
"Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça.
"Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."