Eva ilk cinayetini 14 yaşında annesini öldürerek işlemişti. Tek zevk almadığı cinayeti annesinin cinayetiydi. Bu olaydan sonra travma yaşamış bu da onun şizofreni rahatsızlığına yakalanmsına yol açmıştı. Bu travma onun en derinlerindeydi. Sık sık şizofreni nöbetleri geçiriyor, gerçek olmayan ama gerçek sandığı annesinin hayallerini görüyordu. Birilerini öldürmek onun tek eğlencesiydi. Bir süre sonra kiralık katil olmaya karar verdi. Her gün yeni birini öldürüp, ölümden aldığı zevki yeniliyordu. Bir gece eve geldiğinde her şey darmadağındı. Odasının duvarında kanla yazılmış olan notla karşı karşıya kalınca hayatına yeni bir duygu daha eklenmişti; intikam. Artık hayatının eskisi gibi olmayacağını anladı. Hayatına giren Konaklı Hamza, Eva'nın sınırlarını zorluyordu.
Birlikten ayrılmış olan Sonat adında diğer eski kiralık katil, istenileni değil, artık istediğini öldürüyordu. Kendi adaletini kendi gösteriyordu. Konaklı Hamza'nın listesine göre ölüm sırası Sonat'taydı ama Eva bu sırayı bozmakta kararlıydı.
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.