Zaman durdu yelkovan akrebe inat hareket etmezken avuçlarımın içindeki cam kırıkları etimi deliyordu.
Yağmur damlalarının cama çarpıp çıkardıkları o ürkütücü ses beni korkutmaya yetmiyordu.
Boş verememişliğimin acısı her şeyi bertaraf ediyordu. Hiç bir şeye aldırmasaydım üzülecek yerde gülebilseydim...
Ama yapamadım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu insanların her gün,her an değişik maskeler taktıklarını....
Bende kendime çeşitli maskeler hazırlamalıymışım!
Boy boy ,renk renk ,çeşit çeşit....
Yerine göre duruma göre kullanmalıymışım.
Güleç, kızgın,asık suratlı,üzgün,perişan,mutlu hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi yüzümü taşıdım.
"Binbir surat" denilen insanlar arasında maskesiz biri yaşayabilir miydi? Dayanabilir miydi?