Kafeye geleli nereden bakarsan bir yarım saat olmuştu. Bu kadınlar hep böyle olmak zorunda mı? Daha ilk buluşmaya geç kalan birinden ne beklersin. Önümde ki çaydan bir yudum daha aldım. Sadece beş dakika daha beş dakika... Eğer gelmezse benim gibi bir yakışıklıyı kaybettiği için üzülen o olacaktı. O sırada içeri beyaz ayakkabılı beyaz tişörtlü kot pantolonlu biri girdi. Saçları uzundu ve kumraldı. Gözleri etrafı tararken bana doğru döndü. Göz göze geldik. İstemsizce ayağa kalktım. Yanıma yakalaşmaya başlarken ikimizin de dudaklarından aynı şey çıktı: "olamaz"...