"İyileşmek istiyorum." Diye fısıldadım kafamdaki onca çığlığa rağmen. Benden birkaç adım uzakta durmuş bana bakan Çağrı usulca başını salladı. "Seni iyileştireceğim." Gülümsedim. Ona doğru yürümek yerine geriye doğru bir adım attım. "Zeynep!" Sesi kulağımda çınladı. Bir anda elimden tutup beni kendine çekti. "Ölmene izin vermeyeceğim Butimar Kuş'u." Kollarının arasından kurtulmaya çalıştım, izin vermedi. Yavaşca yere çöktüm. Denizin sesi kulağımda yankılanıyordu. Aynı zamanda Çağrı da konuşmaya başladı. "Butimar, denize olan aşkından ölmüş bir kuştur. Butimar Kuşları tatlı su içemez, tek yaşama kaynakları deniz suyudur. Ama Butimar, denize aşık bir kuştur. Tek bir yudum dahi içse denizinin kuruyacağını zanneden bir kuştur. Sen de böylesin Butimar Kuş'um. Abin senin denizindi. Kaldıramıyorsun farkındayım. Ama sana söz verdim, iyileştireceğim seni."